Yalova’dan Gazze İçin Yükselen Ses: Sessiz Kalmayan Vicdan

Yalova’dan Dünyaya: Gazze Yalnız Değil!

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler’de yaptığı ve dünyada geniş yankı uyandıran “Gazze için adalet” çağrısının ardından Yalova’da da sivil toplum kuruluşları harekete geçti. Yalova Güç Birliği Federasyonu, Yalova Anadolu Dernekler Federasyonu ve Yalova Karadeniz Dernekler Federasyonu, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını kınayan ortak bir deklarasyon yayımladı.

Cevdet Aydın Parkı’nda düzenlenen basın açıklamasına federasyon başkanlarının yanı sıra Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bahçekapılı ve çok sayıda STK temsilcisi katıldı. Deklarasyonu okuyan Rektör Bahçekapılı, İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü saldırıları “soykırım ve insanlığa karşı işlenen suç” olarak nitelendirdi.

Bahçekapılı konuşmasında; “Katliam bir insanlık suçudur. Gazze’de kadınların, çocukların ve masum sivillerin üzerine yağan bombalar dünyanın gözü önünde işlenen bir insanlık suçudur. Ne tarih ne insanlık bunu affedecektir” dedi.

Uluslararası toplumu sessiz kalmakla suçlayan Rektör, “Sessizlik zulmün en büyük destekçisidir” ifadelerini kullandı.

Federasyon başkanları, 18 Ekim’de Yalova’da İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını kınayan bir miting düzenleneceğini, bu süreçte siyasi partilerin de davet edileceğini açıkladı. Gerçi federasyon başkanları, konunun siyasetten uzak bir hassasiyetle ele alındığını vurgulasa da, siyasi partilere davet ziyaretlerinin bugünden itibaren başlatılacağını da duyurdular. Yani siyasi partiler katılsa da, organizasyon STK’ların olduğu için bu duruş siyaset sayılmıyor.

Anlayacağınız, organizasyon STK’ya ait olduğu için “HAMAS” bile katılım sağlasa, kimse bu mitinge siyasi diyemez…

Bakın, en önemlisi bugün Yalova’dan Gazze için bir ses yükseldi, STK’lar harekete geçti, federasyonlar ortak tavır aldı. Bu sadece Gazze için bir duruş değil; birinin acısına, kim olursa olsun kayıtsız kalmamak adına sergilenen bir birlik ve dayanışma örneğidir.

Ama, bazı taşlar yerine oturmuyor…

Yalova’da “Yalova Zeytin Dalı Derneği” başta olmak üzere Filistinlilerin kurduğu yapılar bulunuyor.

Yalova’da Filistin Topluluğu, Burak Kudüs Derneği, Gönüllü İnsani Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği gibi dernekler var ki, bunlar Filistinli kardeşlerimize usanmadan destek gönderen, bizzat oradaki durumlardan haberdar olan derneklerdir.

Düşünün, Yalova’da koskoca  Sivil Toplum Kuruluşları Filistin için beraber deklarasyon imzalıyor, ama Filistin derneklerinin bundan haberi bile yok.

Yani, kendi acılarını yaşayan, evini ve ailesini kaybetmiş Filistinlilerin bu deklarasyondan haberi olmadığını bizzat teyit ettim.

Sahi, madem Gazze için bu kadar büyük bir dayanışma çağrısı yapılıyor; neden Filistinlilerin sesi, gözyaşı ve varlığı bu karede yoktu?

Yalova Zeytin Dalı Derneği ve Filistin Topluluğu Derneğinin Başkanı Yusuf Meziane Voicepress’e konuşarak, ne deklarasyondan, ne planlanan mitingden haberleri olmadığını belirtti.

Yalova Burak Kudüs Derneği Başkanı Adem Işık ise konuşmasında deklarasyonun yayınlanmasından haberleri olmadığını bildirdi: “Haberimiz olsaydı katılım sağlardık” dedi.

Gönüllü İnsani Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı, Hacı Ömer ise böyle bir duyum aldıklarını, ama federasyon tarafından davet edilmediklerini bildirdi.

Bakın, bugün Gazze için bayrak kaldırmak, slogan atmak elbette değerli. Ama asıl dayanışma, acıya en yakın olanı yanına alarak onun sesini büyütmekle anlam kazanmaz mıydı?

Yani Yalova’daki Filistinlilerin haberi olmadan imzalanan  bir “Gazze deklarasyonu”, Gazze’deki Filistinlilerin veya İsrail’in haberi olacak mı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Türkiye hep mazluma kucak açıyor” diyorsa, bugün STK ve dernekler de önce Türkiye’ye sığınmış Filistinlileri yanına alarak İsrail’e seslenmeli.

Türkiye’ye, Yalova’ya sığınan Filistinliler de böylece Türk halkının merhametine şahit olacak, bir Türk’ün yüreğinin yüceliğini görecektir.

Sonuç olarak; bu deklarasyonu kendiniz için değil, Filistin’deki günahsız çocukların katliamını durdurmak adına imzaladınız. Nasıl ki Cumhurbaşkanı BM’de “Filistin yalnız değil” mesajı verdiyse, Yalova’dan da aynı mesaj Filistinli kardeşlerinizle birlikte verilmeli. Çünkü gerçek dayanışma, acıyı yaşayanın sesiyle güçlenir…

 

 

 

Yazar: Ülker Fermankızı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler’de yaptığı ve dünyada geniş yankı uyandıran “Gazze için adalet” çağrısının ardından Yalova’da da sivil toplum kuruluşları harekete geçti. Yalova Güç Birliği Federasyonu, Yalova Anadolu Dernekler Federasyonu ve Yalova Karadeniz Dernekler Federasyonu, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını kınayan ortak bir deklarasyon yayımladı.

Cevdet Aydın Parkı’nda düzenlenen basın açıklamasına federasyon başkanlarının yanı sıra Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bahçekapılı ve çok sayıda STK temsilcisi katıldı. Deklarasyonu okuyan Rektör Bahçekapılı, İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü saldırıları “soykırım ve insanlığa karşı işlenen suç” olarak nitelendirdi.

Bahçekapılı konuşmasında; “Katliam bir insanlık suçudur. Gazze’de kadınların, çocukların ve masum sivillerin üzerine yağan bombalar dünyanın gözü önünde işlenen bir insanlık suçudur. Ne tarih ne insanlık bunu affedecektir” dedi.

Uluslararası toplumu sessiz kalmakla suçlayan Rektör, “Sessizlik zulmün en büyük destekçisidir” ifadelerini kullandı.

Federasyon başkanları 18 Ekim’de Yalova’da İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını kınayan miting düzenleneceğini, bu süreçte siyasi partilerin de davet edileceğini açıkladı.

Gerçi, Gazze konusu her ne kadar uluslararası jeopolitik bir konu olsa da, Federasyon başkanları konunun STK ve dernekler tarafından mevcut duruma kayıtsız kalmamak adına siyasetten uzak böyle bir adım atma kararı aldıklarını söyleseler de, 18 Ekim tarihinde düzenlenmesi planlanan Gazze Mitingine siyasi partilerin davet edilme ziyaretlerinin bugünden itibaren başlayacağını da duyurdular.

Yani siyasi partiler mitinge katılsa da, ev sahibi STK’lar olduğu için siyasi sayılmıyor. Yani, siyaset üstü denilen bir meselede siyasi partilerin mitingde bulunmaları sadece sembolik olarak nitelendirilmek mümkün. Organizasyon STK’ya ait olduğu için “HAMAS” ta katılım sağlasa siyasi diyemez bu mitinge kimse…

Bakın, en önemlisi bugün  Yalova’dan Gazze için bir ses yükseldi, STK’lar harekete geçti,  federasyonlar ortak tavır aldı. Bu çok bana göre sadece Gazze için ayaklanmak değil, bu birinin acısına her ne olursa olsun kayıtsız kalmamak adına bir birlik ve dayanışma örneği olduğu için başlı başına taktir olunacak adımdır.

Ama, bazı taşlar yerine oturmuyor. 

Yalova’da “Filistin Zeytin Dalı Derneği” başta olmak üzere Filistinlilerin kurduğu yapılar bulunuyor. Yalova’da Filistin Topluluğu, Burak Kudüs Derneği, Gönüllü İnsani Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği gibi dernekler var ki, bunlar Filistinli kardeşlerimize usanmadan destek gönderen, bizzat oradaki durumlardan haberdar olan derneklerdir.

Düşünün, Yalova’da koskoca Türk Sivil Toplum Kuruluşları Filistin için beraber deklarasyon imzalıyor, ama Filistin derneklerinin bundan haberi bile yok.

Yani, kendi acılarını yaşayan, kendi evini, ailesini kaybetmiş Filistinlilerin bu deklarasyondan haberi bile olmadığını bizzat teyit ettim.

Sahi, madem Gazze için bu kadar büyük bir dayanışma çağrısı yapılıyor; neden Filistinlilerin sesi, gözyaşı ve varlığı bu karede yoktu?

İkincisi, açıklamada “Gazze için siyaset üstü birlik” vurgusu yapıldı. Ancak hemen ardından siyasi partilere davet süreci başlatıldı. hem de pratikte ciddi bir çelişki yaratmıyor mu?

Bakın bugün Gazze için bayrak kaldırmak, slogan atmak elbette değerli. Ama asıl dayanışma, acıya en yakın olanı yanına alarak, onun sesini büyütmekle anlam kazanırsa önem taşıyor.

Filistinlilerin haberi olmadan yapılan bir “Gazze deklarasyonu”, ne kadar güçlü bir dayanışma göstergesi olabilir ki?

Bakın, Cumhurbaşkanı Erdoğan “Türkiye hep mazluma kucak açıyor” diyorsa, bugün STK ve dernekler de önce Türkiye’ye sığınmış Filistinlileri yanına alarak İsrail’e seslenecek. Türkiye’ye, Yalova’ya sığınan Filistinliler de böylece Türk halkının merhametine şahit olacak, bir Türkün yüreğinin yüceliğini görecektir.

Sonuç olarak  bu deklarasyonu kendiniz yazıp duymak için değil, Filistindeki günahsız çocukların katliamını durdurmak adına bir dayanışma olarak imzaladınız. O yüzden bunu nasıl ki, Cumhurbaşkanı BM de Filistin yalnız değil mesajını verdi, burada sizler de Filistinli kardeşlerinizle birge aynı mesajı vermeniz gerekir di…

 

g