Sürpriz Ziyaret, Sert Mesaj: Uysal’dan Sandığa ve Utanmazlığa Tepki…

Yalova’da Siyasi Trafik…

Yalova siyaseti, son günlerde adeta bir sürprizler kervanı gibi.

Hele dün CHP’nin kongresine davet edilen  DEM sürprizini daha konuşmadan, yorumlamadan Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, beklenmedik bir şekilde Yalova’ya teşrif etti. 

Dikkat çeken detay şu: Uysal, bir gün önce CHP kongresine şahsen davet edilen DEM il eş başkanı sürprizinden habersizken AK Parti’ye yönelik  sert eleştirilerinin dozunu artırırken, CHP’liler hem başkanla görüştü hem de DEM konusundaki tutumlarındaki sürpriz gelişme  konusunda sessizliklerini korudular…

Yalova’da siyasi trafik oldukça yoğun; sürpriz ziyaretler, partiler arası hamleler ve çarpıcı mesajlar şehrin gündemini belirlemeye devam ediyor…

Alım Gücü Kayboldu, Utanmazlar Artık Her Şeyi Yapıyor

Öncelikle altını çizmek istediğim bir mesele var, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Yalova’ya geldiğinde, siyaset sahnesinde artık neredeyse unutulmuş bir sahneyi gösterdi: Ne siyah camlı arabalar, ne kalabalık korumalar… Sadece birkaç kişi ve Demokrat Parti Yalova Taşköprü Belediye Başkanı İsmail Arslan’ın eşliğinde parti binasına giriş. Kapıda İl Başkanı Zehra Görener ve Merkez İlçe Başkanı karşıladı onu…

Parti binasında muhalif partilerden CHP ve İYİ Parti ile beraber STK ve vatandaşlar olmakla gelenler vardı. Yani anlayacağınız, diğer muhalefet partilerinin katılımı yoktu. Siyasette mesafe böyle bir tabloyu ortaya koyuyordu. Ama samimiyet her zaman gösterişten daha güçlüdür; Uysal bunu Yalova’da bir kez daha kanıtlamış oldu aslında…

Uysal, konuşmasında ekonomiyi eleştirirken milyonlarca vatandaşın alım gücünün kaybolduğunu vurguladı:

 “Bugün milyonlarca insanımızın emeği, resmi enflasyon oranlarıyla çalınıyor. 22-23 yıldır yolsuzluk sistematik hâle gelmiş, milli güvenliği tehdit edecek boyuta ulaşmıştır.”

Belediyelere yönelik baskıları, yargının siyasetin sopasına dönüştürülmesini sert bir dille eleştirdi:  “Sandıkta ortaya çıkan demokratik iradeyi hiçe saymak, belediyelerin meşruiyetini zayıflatmak, utanmazlıktır. Türkiye’nin kaynaklarını emen bir avuç insanın bu ülkeyi yönetme biçimi kabul edilemezdir” dedi.

Uysal, sadece eleştirmekle kalmadı; Türkiye’nin çözüm yolunu da gösterdi: “demokratik düzenin işletilmesi, halkın doğrudan muhatap alınması ve siyasetin şeffaflaştırılması” kimi önemli faktörlerin altını çizdi.

Sade Bir Gelişin Büyük Mesajı

İmralı Süreci ve Terörsüz Türkiye üzerinden yürütülen tartışmalara da değinen Uysal, vatandaşla muhatap olmanın yolunun demokrasiden geçtiğini vurguladı:

“Ne Avrupa başkentleri, ne Kandil, ne İmralı, ne de başka kaynaklar… Halkla doğrudan, işleyen demokrasi kanalları üzerinden konuşulmalı.”

Uysal: Demokrasiye Sahip Çıkmak Herkesin Görevi

Yalova’da Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, basın mensuplarının sorularını yanıtlarken Türkiye’deki demokratik krizlere dikkat çekti.

Bir soru üzerine, “Muhalefet sandığa sahip çıkmalı dediniz. Bugün ise her kes her kesin yanında. Sizce muhalefet kimdir? Komisyonda bulunanlar mı, bulunmayanlar mı?” sorusuna Uysal, “sınırlama yapmaya gerek yok” yanıtı ile cevap verdi:

 “Demokrasinin kıymetini bilen, temel hakların bilincinde olan herkes muhalefettir! Bugün demokrasi fikrini sadece muhalefet ideolojisi olarak gören siyasi İslamcı kafanın bütün uygulamaları ifşa olmuştur. Kendilerine yapılınca “darbe”, başkalarına yapılınca “hak” haline gelmiş oluyor. Bu yoldan çıkışın tek yolu yine sandıktır”dedi.

Uysal, yürütme ile parti yönetiminin tek elde toplanmasının demokratik düzeni zedelediğini belirterek, bu birleşmenin sonucunda her türlü eleştirinin “Cumhurbaşkanına hakaret” davasıyla susturulmaya çalışıldığını ifade etti.

“Bugün Türkiye’de devlet mekanizması giderek bir parti aygıtına dönüşmüştür,” diyen Uysal, “Sayın Erdoğan’ı hem siyasi parti lideri hem de devletin başı olarak eleştirdiğinizde, bu eleştiriler doğrudan cezai soruşturmalara konu olabiliyor. Bu zihniyet, ‘iktidarı ele geçirdik’ anlayışıyla birlikte hukuk dışı uygulamaları, usulsüzlükleri ve yolsuzlukları olağan hale getirmiştir. Türkiye tarihinde böylesine sistematik bir bozulma daha önce yaşanmamıştır,” ifadelerini kullandı.

Uysal, “Umut Hakkı sürecini yeni bir açılım olarak adlandırmışsınız. Bu süreç sadece tekrar başkanlığı almak için mi başlatıldı?” sorusuna ise şu cevabı verdi:

 “Umut Hakkı Türkiye gündeminde yokken, Sayın Bahçeli’nin açıklamaları hafızamızda. Bir önceki seçimde muhalefeti terör örgütleri ile işbirliği yapmakla suçladılar. Biz demokrasiyi her şeyin merkezine koyuyoruz.”

AK Parti’ye geçen belediye başkanlarıyla ilgili soruya Uysal, dikkat çeken bir yanıt verdi:

“Bu herkesin bildiği bir sırdır. Çizgiyi iktidar tarafında seçerseniz, her türlü soruşturmadan muafsınız. İktidarın tehdidi ortada. Ama nafile çabalardır. AK Parti iktidarına karşı seçim kazanmak bugün fiilen büyük suç hâline gelmiştir. (Burada özellikle belediye başkanı İsmail Arslan’ın beden dili dikkat çekici idi…) Bu, parti devletine dönüşmenin neticesidir” söyleyen Uysal, iktidarın muhalif belediye başkanlarını “kimi zaman havuç uzatarak, kimi zaman sopa göstererek” kendi saflarına çekmeye çalıştığının altını çizdi:

“Tüm bu süreçte, her ne pahasına olursa olsun demokrasiyi yok ederek kendi iktidarlarını sürdürme gayreti gözlemlenmektedir. Bu duruma itiraz eden muhalif siyasi partilere ve belediye başkanlarına kimi zaman ‘havuç uzatarak’, kimi zaman ‘sopa göstererek’ kendi taraflarına çekme çabaları olsa da, bu büyük ülkenin demokrasi bilincinin bu durumu aşacağı kanaatindeyim” dedi.

Türkiye’nin bir an evvel seçime gitmesi gerektiğini belirten Uysal, demokrasiye sahip çıkmanın, sandığın ve halkın iradesinin önemini bir kez daha vurguladı.

Uysal’a göre, Türkiye’de siyasi oyunlar ve tehditler artarken, vatandaşın sandıktaki gücü hâlâ en sağlam dayanak olarak öne çıkıyor.

Son olarak, toplantıda gözden kaçmayan detayların da altını çizmekte fayda var…

Özellikle belediye başkanlarının transferi konusundaki Uysal’ın sert ifadeleri sırasında, salonda bulunan tek belediye başkanı İsmail Arslan’ın beden dili dikkat çekti.

Arslan’ın ellerini birbirine kenetlemesi, parmaklarını tek tek şaklatması ve zaman zaman gerginliğini gizlemeye çalışır gibi gayri ihtiyari gülümsemesi, salondaki tansiyonun satır aralarına yansıyan detaylarındandı.

Bu anlar, Uysal’ın mesajlarının yalnızca salondaki dinleyicilere değil, doğrudan siyaset sahnesindeki aktörlere de güçlü bir şekilde yöneldiğini gösterdi.

Bu tablo, akıllara “Acaba Demokrat Parti’nin belediye başkanı da transfer teklifi mi aldı?” sorusunu getirdi. Uysal’ın da konuşmasında vurguladığı gibi, siyasette önümüzdeki dönemde “havuç ya sopa ?” seçimi mi gözüküyor?

 

Yazar: Ülker Fermankızı