Bağımsız Türkiye Partisi’nin (BTP) Yalova Kongresi, hem protokol düzenlemesi hem de Genel Başkan Hüseyin Baş’ın çarpıcı açıklamalarıyla dikkatleri üzerine çekti. Kongrede CHP Yalova İl Başkanı Erdem Doğancı’nın ikinci sıraya oturtulması protokol krizi yarattı. Bu durum ana muhalefete yönelik tavrın bir göstergesi olarak yorumlandı.
ANA MUHALEFET GERİ PLANA ATILDI
Zafer Partisi ve Deva Partisi il başkanlarının ön sıralarda yer almasına rağmen CHP Yalova İl Başkanı Erdem Doğancı’nın ikinci sıraya alınması, kongreye damgasını vuran bir protokol krizine yol açtı. Bu karar, ana muhalefet partisi temsilcilerinde rahatsızlık yarattı. Yapılan iki teşekkür anonsu bile krizi yatıştıramadı. Erdem Doğancı ve ekibi kongreyi terk etti.
Kongredeki bu düzenleme, Hüseyin Baş’ın konuşmalarında CHP’yi AKP, MHP ve Dem Partisi ile eşitleyen ifadeleriyle örtüşen bir tavır olarak değerlendirildi. Baş’ın muhalefet ve iktidarı aynı çizgide eleştirmesi, bu krizin sadece bir protokol düzenlemesi olmadığını, siyasi bir mesaj taşıdığını gösterdi.
HÜSEYİN BAŞ’TAN SERT SÖZLER: “HANGİ DEVLETİN POLİTİKASI?”
Hüseyin Baş, konuşmasında CHP, AKP, MHP ve Dem Partisi’ni aynı safta yer almakla eleştirdi. Kahramanmaraş depremine atıfta bulunan Baş, dört partinin bazı kritik konularda bir araya gelip, vatandaşın temel sorunlarında birlik olamamasını şu sözlerle eleştirdi:
“Kahramanmaraş depreminde bile depremzedeye yardım etmek gibi insani bir konuda mutabakata varamayan bu dörtlü parti, bugün terör ve Öcalan konusunda mutabakata nasıl varıyor? Konu vatandaş olunca mutabakat yine bozulur. Ve bu bize ‘devlet politikası’ diye sunulur. Peki, doğru devlet politikası bu mu? Hangi devletin politikası? Çünkü bu politika Türk halkına hitap etmiyor!”
“MUHALEFETİN MUHALEFETİ KABUL GÖRMÜYOR”
Baş, konuşmasında ana muhalefet lideri Özgür Özel’e de göndermede bulundu. “CHP’nin muhalefeti, halkta ve muhalefet kesiminde bile kabul görmüyor” diyen Baş, bu durumu ana muhalefetin zayıflığı olarak nitelendirdi.
Baş, ekonomik sorunlara değinerek, “Kırmızı kart tartışmaları değil, halkın cebindeki kredi kartı gerçeği önemlidir. Bu dörtlü ittifak, halkın asıl sorunlarına çözüm üretmek yerine başka gündemlerin peşinde” ifadelerini kullandı.
Alışmışız Ayakların Baş, Başların Ayak Olmasına”
Hüseyin Baş, konuşmasına başlamadan önce Yalova’nın CHP’li Belediye Başkanı Mehmet Gürel’i ziyaret ettiğini belirterek, kendisine nazik misafirperverliği için teşekkür etti. Bu sırada Baş, dikkat çekici bir ifade kullandı: “Alışmışız ayakların baş, başların ayak olmasına…”
İlk bakışta bu sözler, Mehmet Gürel’in bir başkan olarak yükseklerde olması gerektiği şeklinde algılansa da, kongredeki protokol krizi ve Baş’ın CHP’ye yönelik eleştirileri göz önüne alındığında, bu ifadeden farklı anlamlar çıktığı da inkar edilemez.
Protokol düzenlemesinde CHP’nin geri planda bırakılması, bu sözleri daha derin bir eleştiri olarak yorumlattı. Baş’ın, CHP’yi diğer partilerle aynı çizgide değerlendirmesi ve sıkça eleştirmesi, bu ifadenin yalnızca Gürel’e yönelik olmadığını, genel bir sistem eleştirisini de içerdiğini düşündürdü.
Bu sözler, kongredeki atmosferin ve siyasi mesajların en çok konuşulan detaylarından biri oldu, diye biliriz.
Zafer ve Deva Partisi’nden Sessiz Protesto: Hüseyin Baş’ın Sözlerine Alkış Gelmedi
Kongrede dikkat çeken bir diğer önemli detay, Zafer Partisi Yalova İl Başkanı Ersin Doğan ve Deva Partisi Yalova İl Başkanı Davut Cengiz’in, Hüseyin Baş’ın konuşması sırasında “Hüseyin Baş geleceğin lideri” sloganlarına alkışla karşılık vermemeleriydi. Bu durum, kongredeki gerilimi ve partiler arasındaki farklı siyasi duruşları gözler önüne serdi.
Hüseyin Baş, konuşmasında Ümit Özdağ’ın terörle mücadele ve özellikle Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelere karşı gösterdiği sert tutumunu takdirle karşılamıştı. Ancak, Zafer Partisi ve Deva Partisi il başkanları, Baş’ın bu vurgusuna rağmen ona alkış vermek yerine sessiz kaldılar. Bu, sadece bir alkışlama meselesi değil, aynı zamanda farklı siyasi anlayışların bir yansıması olarak yorumlandı.
Zafer ve Deva Partisi il başkanlarının bu tutumu, kongredeki diğer katılımcıların coşkusuyla tam bir zıtlık oluşturdu ve dikkatleri çekti. Bu sessiz protesto, siyasetteki ayrılıkları daha net bir şekilde ortaya koyarak, parti temsilcileri arasındaki ideolojik mesafeyi gözler önüne serdi.
PROTOKOL KRİZİ YENİ GERGİNLİKLERİN HABERCİSİ Mİ?
BTP’nin kongresindeki protokol düzenlemesi ve Hüseyin Baş’ın açıklamaları, muhalefet bloğundaki dengeleri tartışmaya açtı. Ana muhalefetin ikinci sıraya itilmesi, CHP’ye yönelik mesafeli duruşun açık bir göstergesi olarak yorumlandı.
Kongre, Hüseyin Baş’ın konuşmasında verdiği mesajlarla, sadece bir toplantı olmanın ötesine geçerek Türkiye siyasetine yönelik güçlü bir eleştiri platformuna dönüştü. Protokol krizi ve konuşmalar, siyasette yeni bir tartışma dalgası başlatacak gibi görünüyor.
Haber: Ülker Fermankızı