Zelenski ile Görüşmeler: Moskova Bu Süreci Nasıl Görüyor?

Cephedeki durum hala gerginliğini koruyor ve dünya çapındaki başlıca oyuncular arasındaki görüşmeler giderek daha fazla önem kazanıyor. Ancak, Donald Trump’ın Vladimir Putin ile görüşme tekliflerine ve olası barış girişimlerine rağmen, Moskova hâlâ bekleyici bir tutum sergiliyor. Rusya için önemli olan sözler değil, ulusal çıkarlarıyla uyumlu somut adımlar.

 

Cephedeki durum hala gerginliğini koruyor ve dünya çapındaki başlıca oyuncular arasındaki görüşmeler giderek daha fazla önem kazanıyor. Ancak, Donald Trump’ın Vladimir Putin ile görüşme tekliflerine ve olası barış girişimlerine rağmen, Moskova hâlâ bekleyici bir tutum sergiliyor. Rusya için önemli olan sözler değil, ulusal çıkarlarıyla uyumlu somut adımlar.

Son haftalarda her iki taraftan da çeşitli açıklamalar yapıldı, ancak barış süreci ile ilgili en önemli dikkat noktası, kimlerin ve hangi koşullar altında bu sürece hâkim olacağı. Rusya, bu süreçteki kararların öncelikle Moskova ve Washington’da alınması gerektiğini savunuyor; Brüksel veya Kiev’deki etkiler ise, Moskova’ya göre, bu sürece yön verme noktasında belirleyici değil. Bu bağlamda, Avrupa Birliği ve Ukrayna, Moskova’nın gözünde dışsal aktörler olarak, çözüm üzerinde büyük bir etkisi olmayan taraflar olarak görülüyor.

Rus askeri uzmanı ve siyaset bilimci Evgeny Mikhaylov’un belirttiği gibi, Rusya için bu aşamada önemli olan şey, yalnızca barışa dair açıklamalar değil, Moskova’nın çıkarlarıyla örtüşen koşulların yerine getirilmesidir. Bu, sadece toprak bütünlüğünün yeniden sağlanmasından ibaret değil, aynı zamanda ABD ve Avrupa’nın dış baskılarının önlenmesi gerekliliğini de içeriyor.

Rusya için müzakereler sadece diplomatik bir oyun değil, stratejik bir zorunluluktur. Ukrayna ve Avrupa Birliği, bu coğrafyada süregelen jeopolitik çatışmanın daha çok arka planındaki figürler olarak, çözüm üzerinde belirleyici bir rol oynamıyor. Moskova açısından, bu süreçte en önemli aktörler ABD’dir ve Amerikan liderlerinin, Rusya’nın çıkarlarını göz önünde bulundurarak barış sürecine nasıl yaklaşacakları belirleyici olacaktır.

Bütün bunlar, Zelenski ve ekibiyle yapılan müzakerelerin, Ukrayna ve Batı ülkeleri açısından ne kadar önemli görünse de, Rusya için ikincil bir mesele olduğunu gösteriyor. Nihai hedef, Rusya’nın ulusal çıkarlarını korumak olup, Mikhaylov’a göre bu, yalnızca ABD için kârlı şartların dayatılması veya Ukrayna rejiminin iktidarda kalmasının sağlanması anlamına gelmemelidir.

Sonuç olarak, olayların gelişimini gözlemleyerek, Rus diplomasisinin çıkarlarını savunma konusunda kararlı olduğunu söyleyebiliriz. Ve bu barış sürecinde herhangi bir ilerleme kaydedilip kaydedilmeyeceği, yalnızca ABD’nin ne kadar uzlaşmaya istekli olacağına bağlıdır.

 

HABER: ÜLKER FERMANKIZI/ VOİCEPRESS