Türkiye ile Birleşik Krallık arasında bugün imzalanan dev anlaşma, sadece iki ülke arasındaki savunma işbirliğini değil, Avrupa’nın güç dengelerini de yeniden tanımlayacak nitelikte.
Ankara, 20 adet Eurofighter Typhoon savaş uçağını kapsayan bu anlaşmayla, gökyüzünde yeni bir dönem başlatıyor.
8 milyar pound sterlin (yaklaşık 10,7 milyar dolar) değerindeki anlaşma, Birleşik Krallık hükümetince “son neslin en büyük savaş uçağı ihracatı” olarak tanımlandı. Sadece askeri değil, ekonomik anlamda da tarihe geçecek bu mutabakat, İngiltere’de 20.000 kişiye istihdam sağlayacak.

Türkiye Ne Kazanıyor?
Bu anlaşma, Türkiye’nin hava kuvvetleri gücünü modern savaş teknolojileriyle yeniden şekillendirmesi anlamına geliyor. Typhoon’lar, çok rollü taarruz yeteneği, yüksek manevra kabiliyeti ve radar sistemleriyle dünyadaki en gelişmiş savaş uçakları arasında gösteriliyor. Türkiye, bu uçaklarla birlikte hem savunma kapasitesini artıracak, hem de NATO içindeki stratejik rolünü güçlendirecek.
Ayrıca, yerli savaş uçağı KAAN projesine giden süreçte bu adım bir köprü görevi görecek. Yani bu anlaşma sadece “bugünün ihtiyacı” değil, aynı zamanda geleceğin hazırlığı.
İngiltere Cephesi: 20.000 Yeni İstihdam
İngiltere basının verdiği bilgiye göre, İngiltere açısından bakıldığında bu anlaşma, ülkenin savunma sanayi tarihindeki en büyük ihracatlardan biridir. “Lancashire’daki BAE Systems” tesislerinde üretilecek Typhoon parçaları, gövde bileşenleri ve silah entegrasyonu ile binlerce kişiye yeni iş kapısı açılacak. İngiltere hükümeti, bu anlaşmayı “ekonomiyi canlandıran ve savunma ortaklıklarını derinleştiren bir kazan-kazan modeli” olarak değerlendiriyor.
Stratejik ve Diplomatik Yansımalar
Türkiye’nin bu alımı, sadece savunma gücünü artırmakla kalmıyor; aynı zamanda uluslararası arenada güçlü bir mesaj niteliği taşıyor. Küresel dengelerin değiştiği, savunma alanında kutuplaşmaların arttığı bir dönemde, Türkiye’nin bu hamlesi hem bağımsızlık vizyonunun hem de askeri caydırıcılığının altını çiziyor.
Bu anlaşmayı aynı zamanda ülkede işsizlik sorununu giderme fırsatı olarak gören İngiltere basını, diğer taraftan da, bu anlaşmayla “Türkiye, artık sadece bölgesel bir güç değil, küresel savunma denkleminde etkisi artan bir aktör haline geliyor” başlıklarıyla yayınlar da yapıyor…
8 Milyar Pound Sterlin – TL Karşılığı
Bugünün kuru üzerinden 1 İngiliz Sterlini yaklaşık 55,8 Türk Lirası değerinde.
Yani bu anlaşmanın bedeli, yaklaşık 447 milyar TL — yarım trilyona yaklaşan dev bir yatırım. Bu tutar, sadece bir silah alımı değil; uzun vadeli teknoloji transferi, bakım altyapısı ve pilot eğitimini de kapsayan bir bütçeyi ifade ediyor.
Boeing Alımıyla Kıyaslandığında
Geçtiğimiz haftalarda Türkiye, ABD’li Boeing firmasıyla 225 adet yolcu uçağı için anlaşma yapmıştı. Bu dev siparişin tahmini değeri 25 ila 50 milyar dolar arasında değişiyor. Yabancı uzmanların yorumlarına göre, kaba bir hesapla, bu miktarla tahmini30 ila 45 adet arası Typhoon savaş uçağı alınabilirdi.
Ancak burada kritik fark, “görev tanımı” meselesi… Yani, Boeing uçakları ekonomik, ticari ve sivil havacılıkta büyümeyi hedeflerken; Typhoon’lar savunma, güvenlik ve caydırıcılık odaklı. Yani biri gelir getiren bir yatırım, diğeri güvenlik garantisi olarak düşünülmüştür, diye de yabancı uzmanlar, Türkiye’nin son dönem yatırımları ile ilgili mantık yürütürken yazıyor…
Fakat bu karşılaştırma, Türkiye’nin gökyüzüne aynı anda iki farklı perspektiften yatırım yaptığını da gösteriyor: Biri ekonomik büyüme için, diğeri ulusal güvenlik için.
Sadece Bir Alım Değil, Bir Duruş
Türkiye’nin bu adımı, sıradan bir alım anlaşması değil; jeopolitik bir strateji.
Ekonomik olarak büyük, politik olarak dikkat çekici, askeri açıdan ise tarihi bir dönüm noktası.
8 milyar poundluk Typhoon anlaşmasıyla Türkiye, gökyüzüne sadece yeni uçaklar değil, bağımsız savunma vizyonunu da taşıyor.

Yabancı Basında Türkiye’nin Finansal Cesareti Nasıl Değerlendirildi?
Konuyla ilgili biraz ekonomik araştırma yaptım, sessiz değil, sizlerle paylaşarak, düşüncelerimi sözlere dökerek bu konuyu ele almak istedim. O yüzden merak ettiğim bir konu da var ki, bu da acaba ekonomi kriz yaşayan ve tasarruf tedbiri önlemleri alan Türkiye’nin bu cesur yatırımı İngiltere basınında nasıl nitelendirildi…
“The Guardian” Gazetesi “İngiltere, Türkiye’ye Typhoon Savaş Uçakları Satışını İnsan Hakları Endişelerine Rağmen Gerçekleştirdi” başlığı ile yazıyor:
“İngiltere, Türkiye’ye 20 adet Eurofighter Typhoon satışı için 8 milyar sterlinlik anlaşmayı imzaladı. Anlaşma, NATO bağlarını güçlendirmeyi ve Avrupa’nın savunma sanayisini desteklemeyi amaçlıyor. Ancak, Türkiye’nin insan hakları sicili konusunda uluslararası endişeler devam ediyor.”
“The Independent” Gazetesi “Starmer, Türkiye ile 8 Milyar Sterlinlik Typhoon Savaş Uçağı Anlaşmasını İmzaladı” başlığı ile yazıyor:
“İngiltere Başbakanı Sir Keir Starmer, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara’da gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından 20 adet Typhoon savaş uçağı için 8 milyar sterlinlik anlaşmayı imzaladı. Anlaşma, İngiltere’nin son 20 yıldaki en büyük savaş uçağı ihracat anlaşması olarak kaydedildi.”
Uluslararası haber ajansı olarak bilinen “Reuters” ise “BAE Systems, Türkiye ile Yapılan Typhoon Savaş Uçağı Anlaşmasından 6,17 Milyar Dolar Gelir Bekliyor” başlığı ile yazıyor: “BAE Systems, Türkiye’nin Birleşik Krallık hükümeti aracılığıyla 20 adet Eurofighter Typhoon uçağı satın almasının ardından, bu anlaşmadan 6,17 milyar dolar gelir bekliyor. Anlaşma kapsamında, BAE, İngiltere’nin Lancashire bölgesindeki tesislerinde hava aracı bileşenlerinin üretimi, nihai montaj ve silah entegrasyonunu gerçekleştirecek.”
Hindistan’ın İngiltere’de faaliyet gösteren Gazetesi “The Times of India” ve ABD’nin “Defense News” gazetesi “Türkiye ve Birleşik Krallık, 20 Typhoon Savaş Uçağı İçin 10,7 Milyar Dolar Değerinde Anlaşma İmzaladı” başlığı ile aynı nitelikte haber yazdı: “Türkiye ve Birleşik Krallık, 20 adet Eurofighter Typhoon uçağı için 10,7 milyar dolar değerinde bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşma, İngiltere’nin son 20 yıldaki en büyük savaş uçağı ihracat anlaşması olarak kaydedildi ve NATO bağlarını güçlendirmeyi amaçlıyor.”
Fransa basını, Türkiye’nin Birleşik Krallık’tan 20 adet Typhoon savaş uçağı alımını eleştiriyor. “Le Monde” ve “Le Figaro” gibi gazeteler, eleştirileri Türkiye’nin bölgesel askeri hamleleri ve NATO ile ilişkilerindeki gerilimlere odaklıyor. Özellikle S-400 alımı ve Suriye-İrak operasyonları, Fransa’nın güvenlik dengeleri açısından kaygı yaratıyor. Ayrıca Fransa’nın Türkiye’ye dolaylı katkısı, Fransa basınında tartışma konusu…
Ukrayna Basını üzerine genelleme yaparsak, yorumlar hiç de şaşırtıcı olmasa gerek. Yani, Ukrayna’da yayımlanan bazı medya organları, Türkiye’nin Batı ile savunma işbirliğini artırmasının, Rusya’nın bölgedeki etkisini sınırlamaya yönelik bir adım olarak değerlendirildiğini belirtiliyor. Ancak, bazı yorumlarda, Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemini Rusya’dan almasının, NATO ile ilişkilerdeki gerilimlere neden olduğu ifade ediliyor.
Rusya Basına baktığımızda, aslında resmi Moskova’dan beklenen tepkinin yansımasını basın üzerinden de hissetmek mümkün oluyor.
Rusya’da yayımlanan bazı medya organları, Türkiye’nin Batı ile savunma işbirliğini artırmasının, Rusya’nın bölgedeki etkisini sınırlamaya yönelik bir adım olarak değerlendirildiğini belirtiyor. Ancak, bazı yorumlarda, Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemini Rusya’dan almasının, NATO ile ilişkilerdeki gerilimlere neden olduğu ifade edildiğinin altını çizerek, Türkiye’nin bu adımını Batı ve Rusya arasındaki dengeyi koruma amaçlı olduğuna vurgu yapıyor….
İran Basını ise devletin bu anlaşmadan tedirgin olmasını hissettiren yazılarda şöyle ifade ediyor:
İran’da yayımlanan bazı medya organları, Türkiye’nin Batı ile savunma işbirliğini artırmasının, bölgedeki güvenlik dengesini etkileyebileceğini ve İran’ın stratejik çıkarlarına zarar verebileceğini belirtiyor. Bazı yorumlarda, Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemini Rusya’dan almasının, Batı ile ilişkilerdeki gerilimlere neden olduğu ifade ediliyor… Yani, görünen o ki, Rusya, Ukrayna ve İran basınları aynı duruşu sergiliyor.
Göründüğü gibi, Türkiye’nin savunma politikası bölgesel ve küresel etkilerini yansıtıyor. Farklı ülkelerin medya organlarında Türkiye’nin uluslararası ilişkilerdeki stratejik tercihlerini ve bunların yaratabileceği olası sonuçlar müzakere mevzusu…
Yazar: Ülker Fermankızı











