Moskova’dan Akkuyu Resti: ABD–Türkiye Görüşmesine Sert Tepki – Yevgeniy Mihaylov’dan Çarpıcı Değerlendirme…

Mihaylov: “Eğer Türkiye, Amerikan baskısı altında Rus enerji projelerinden vazgeçmeyi kabul ederse….”

ABD’nin Beyaz Saray’daki Erdoğan–Trump görüşmesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sonrasında aldığı kararlar Moskova’da yeterince sert bir yankı uyandırdı. Rus uzmanların tepkisi oldukça sert oldu.

Rus siyasi ve askeri uzman Yevgeniy Mihaylov, Türkiye’nin siyasetinde yaşanan ani değişimleri detayli bir şekilde  değerlendirdi.

Mihaylova göre, Ankara’nın uluslararası liderlik iddiaları ile ABD çıkarlarına olan fiili bağımlılığı arasında belirgin bir tezat var. Bu durum, Erdoğan ile Trump arasındaki görüşmede özellikle ortaya çıktı; ABD lideri, Türk tarafının Amerikan çıkarları gereği Rusya’dan petrol ve gaz alımını durdurmak zorunda kalabileceğini açıkça belirtti.

Mihaylov, bu tür gelişmelerin Türkiye devletinin zayıflığını gösterdiğini vurguluyor: “Ülkeyi enerji kaynaklarını yüksek fiyatla almaya ve Müslümanlar için haram sayılan Amerikan alkolü ve tütün ürünlerinde gümrük vergilerini kaldırmaya zorlamak ciddi bir ekonomik ve politik baskı aracı”.

Uzman ayrıca, Türkiye’nin “Neo-Osmanlı” iddiaları ve İsrail üzerinde etkisini artırma çabalarını eleştirdi. ABD İsrail müttefikliğinin altını çizerek Filistin konusunda da aynı fikirde olduklarını hatırlatarak, Türkiyenin İsrail’e yönelik sert açıklamalarının pratikte etkisiz kaldığını, Arap ülkelerinin ise olan biteni gülümseyerek izlediğinin altını çizdi.

Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli’nin Rusya–Türkiye–Çin ittifakı önerisi, Erdoğan–Trump görüşmesinden önce yapılmıştı. Tüm bu somut gelişmelerin ışığında bu açıklama tamamen  deklaratif bir niteliğe sahip olmuş oluyor. Türkiye hâlen büyük güçler arasında dengelenmeye çalışıyor ve ABD’nin baskısı altında stratejik tercihlerini yapmak zorunda kalıyor.

Mihaylov’a göre tüm bu süreçler, Türkiye’nin bağımsızlığının sınırlı olduğunu ve özellikle enerji politikası alanında dış aktörlerin Ankara’nın kararları üzerinde önemli etkisi bulunduğunu gösteriyor.

Rus siyasi ve askeri uzman Yevgeniy Mixaylov, Türkiye’deki ekonomik ve stratejik durumla ilgili de değerlendirmelerini paylaştı:

Mihaylov’a göre, zor ekonomik koşullara rağmen Türkiye büyük satın almalar yapmaya devam ediyor: ABD’den uçak, doğal gaz ve petrolu yüksek meblağlarla alıyor.

Bu durum soru işaretleri yaratıyor, çünkü mevcut ekonomik şartlar daha temkinli davranmayı gerektiriyor. Ankara’ya mali yardım veya ticari ayrıcalıklar konusunda bazı vaatler verilmiş olabilir ve bu nedenle Cumhurbaşkanı birçok konuda taviz vermek zorunda kalıyor, diye düşünüyorum.

Ancak Amerikan politikasına güvenmek risklidir: Politika değişken ve çoğu zaman liderlerin kişisel çıkarlarına bağlı, Trump örneğinde olduğu gibi.

Mihaylov, Türkiye’nin baskı altında Rus enerji projelerinden — örneğin petrol veya “Türk Akımı”ndan — vazgeçmeyi kabul etmesi durumunda hem Rusya hem de Türkiye için zorluklar yaratacağını söylüyor. Ancak sonuçların farklı olacağını belirtiyor:

Rusya ekonomik kazancının bir kısmını kaybedecek, fakat uzun vadeli ortak mekanizmalar sayesinde büyük bir küresel güç olarak kalacak.

Türkiye ise özellikle enerji ve yüksek teknoloji projelerindeki stratejik avantajlarını kaybetme riski taşıyor. Örneğin, eğer Rusya, Türkiye’ye akın eden Rus turistlerin önünü keserse, bu Türkiye için çok büyük bir ekonomik sorun olur.

Uzun vadeli işbirliğine örnek olarak Akkuyu nükleer santralini gösteren Mihaylov, proje yıllar boyunca sürecek bir emek ve zaman gerektirdiğinin altını çizerek, Rus uzmanların işletme sorumluluğu, Rus uranyumu tedariki, servis ve bakım — tüm bunlar Türkiye ile Rusya arasında güçlü bağlar oluşturuyordu. Nükleer santral, sadece ekonomik değil, aynı zamanda siyasi ve teknolojik açıdan önemli bir araçtı…

Mihaylov özellikle şu yorumu yapıyor: “Eğer Türkiye, Amerikan baskısı altında Rus enerji projelerinden vazgeçmeyi kabul ederse, Akkuyu’nun çalışmasını dondurabiliriz. Çünkü bu büyük emek ve zaman gerektiren bir proje.”

S-400 sistemi konusunda Mihaylov, Rusya’nın Türkiye için özel olarak bir üretim yapmadığının altını çizerek, Moskovanın hiç bir halde sattığını geri isteme gibi bir adım atmayacağını da belirtti: Askeri teçhizat tedarikleri kesinlikle sözleşmeler kapsamında ve servis ile teknik destek eşliğinde gerçekleştiriliyor. Bu yaklaşım, değişken Amerikan politikasının aksine ikili işbirliğinde istikrar ve öngörülebilirlik sağlıyor. dedi.

Rusya’nın siyasi istikrarı kritik rol oynuyor: İç politika daha öngörülebilir ve uzun vadeli projeler kurumsal mekanizmalarla korunuyor. ABD ise iç çatışmalara ve değişken dış politika çizgisine maruz. Bu nedenle Türkiye, Rusya ve Çin ile stratejik işbirliğini seçerse, daha fazla istikrar ve avantaj elde edebilir.

Sonuç olarak Mixaylov’a göre, Rusya uzun vadeli projeler ve kurumsal bağlardan kazanç sağlarken, Türkiye kısa vadeli tavizlere odaklanarak stratejik avantajlarını kaybetme riski taşıyor. Mevcut uluslararası ortamda “doğru tarafı” seçmek, kısa vadeli kazanç ile uzun vadeli sürdürülebilirlik arasındaki tercihi belirleyecektir. diyerek Rus siyasi uzman Yevgeniy Mihaylov fikirlerini bu şekilde tamamladı.

 

 

Yazar: Ülker Fermankızı