Sen Ağa, Ben Ağa, peki inekleri kim sağar?

Yazar: Ülker Fermankızı

Kent Konsey Başkanlığının uyduruk seçimleri bana bir fıkradan Hoca efendinin herkesin, eğitimlisinden çobanına kadar  ‘ağa’ olmak niyetinde olduğunu görüp, “Sen ağa, ben ağa, peki inekleri kim sağar?” gibi sorusu bugün de geçerlidir. Özellikle son günler  Kent Konsey başkanlığı diye, bana göre ağa olmak için uyduruktan bir pozisyon düşünülüp uğrunda ölüm itim savaşı verenleri anlatıyor bu fıkra…

İnek kimin umrunda ki,  mesele ağa olmak! – aslında bu sloganın ana anlamı bu. Burada da Yalova’ya hizmet de kimsenin umrunda değil, mesele ağalık. Yani günümüzde sadece ismi değişerek “başkanlık” ola bilir ama aynı fıkranı bugün Yalova’da yaşıyoruz desek, yeri var.

Bizde bir deyim var, Allah iyi ki deveye kol kanat vermemiş, aksi halde çatılar yerle bir olurdu… Düşünün bugün kendini met ede ede bitiremeyenlere bir “ağalık” verseniz var ya, o devenin kol kanatlı hali şükürlü olurdu.

Proje üretmek için fabrikaya gerek yok arkadaşlar. Birleşmiş Milletler Teşkilatı gerçi adaletli kararlar almıyor her zaman, ama dünyanın 4 bir köşesinden proje kabul ediyor ve finansal olarak destekliyor.  Ama bu teşkilat bunun için konseye falan gerek de duymuyor. Ama proje de üretiyor, finanse de ediyor, hizmete de sunuyor. Birleşmiş Milletler Teşkilatı bunca iş görmesine rağmen  bir defa bile olsun  “ekonomi güç”ten bahis ettiğini kimse duymamış.

Gerçekten çok komiktir. Türkiye boyda devlet ekonomi krizi önlemek için tasarruf tedbirleri alıyor, Yalova Kent Konseyi Başkan adayı ekonomi gücünden bahis ediyor… Sanki başka bir ülkede veya başka bir gezegende seçimler yapılacak…

Kent Konseyi proje üreten bir fabrika değil, finansal gücü olan bir yer de değil. Uluslararası araştırma merkezi, strateji düşünce merkezi de değil. “Beni seçin” sonra da bana proje sunun ki, ben de belediyeye sunayım -gibi kargoculuk veya postacılığa benzer  faaliyet planı ile döndüğünden Kent Konseyi bugün bu haldedir…

Diğer taraftan bazı aday arkadaşların seçim röportajlarını dinledikten sonra, her cümlelerinde farkında olmayaraktan yaptıkları siyasi yanlışlar, bilgi ve donanımları, bugüne kadar yaptıkları ve yapabilecekleri her şeyi aslında gösterdi. Farklı pozisyonlarda olsalar da, herkes Yalova için bir şeyler yapmak için “ağa” olmak niyetlerini açıkladı.

Peki, ey kravatlı arkadaşlar, sorarım size, Vatana, Devlete ve Millete olan sevgi temennisiz olması gerek miyor mu? Onca şehitlerimiz “ağa” olmadan, başkanlık talep etmeden canlarını feda ettiler.  Bugün  “beni başkan seçin ekonomi gücümü kent için harcayayım” demeye getirenler hiç utanmadılar mı? Milletle şart kesilmez! Bu millet gözünü kırpmadan canını toprak ve halk için feda eden bir millettir. Daha “ağa” olmadan bu milletle  pazarlığa oturuyorsanız, siz bu kent için hiç bir şey yapamazsınız!

Bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bütün dünyayı karşısına alarak Birleşik Milletler Teşkilatının tiribününden önemli mesajlar veriyor, bütün dünya basınına manjet oluyor, kimse  “gündem oldu” demiyor… Yalova’da kent konsey başkanlığı gibi uyduruk bir pozisyona aday olanın kendini gündem olarak görmesi ne kadar komik gözüküyor şimdi, siz deyin.

Kendini methetmek siyasi bilgisizliğin ve hiç bir stratejisi olmadan millete altı boş ninni söylemekten başka bir şey değil. Aynı rahmetli Mirze Elekper Sabir’in şiirindeki bir dizide dediği gibi…

“Ses salma yatanlar oyanar, koy hele yatsın.

Yatmışları razı değilim, kimse oyatsın!

Tek tek oyanan varsa da, hak dadıma çatsın.

Ben salim olum, cümle cahan batsa da batsın!

 

P.S. 

Uyanın arkadaşlar! Sabir’in şiirindeki gibi uyuya kalmayın sakın! Unutmayın, bugün her birimiz proje üretmek imkanına sahibiz. Her birimiz bu projeyi kentin belediye ve valisine sunma imkanına da sahibiz. Bunun için bize ne kargo, ne postacı ne konsey başkanı gerek değil…

 

 

Yazar: Ülker Fermankızı