Büyük Rus yazarı Gogol diyor ki, eleştiri olmadan gelişmek mümkünsüzdür. Zaten ilan kurulu, tasarruf kararları ile basının sesi de kısıldı, beli de büküldü. Hiç olmasa kalemimiz yazsın diyerekten, Yalova gündemindeki bazı tasarruf kararlarını ve bir takım temeli sağlam olduğu düşünülmeyen projelerin sadece “kısa vadede ziyaretçi kabul etmedi ve proje de gerçekleştirdi” denilmesi adına yapılan altı boş projelerin ne işe yaradığını da konuşacağız.
Gelelim önce tasarruf kararlarına. 2000 senesinde Rusya’da, 2012-2013 senesinde Azerbaycan’da da alınmıştı bu kararlar. Yani bir çok MDB yani eski Sovyetler birliği ülkeleri de aldı bu kararı zamanla. Ama bu karara göre 3 kişinin göreceği işi tek kişinin görmesi gerektiği şeklinde kararlar alındı. Böylece hem devlet müesseselerinde dil bilgisi olan, yüksek eğitim ve donanıma sahip insanların istihdam edilmesi sağlandı hem de çok iş için az kişi çalıştırarak devlet yeteri kadar tasarruf etmiş oluyordu.
Ama bu gün tasarruf kararı alındı diye basının reklam ve ilanını engelleyip, bir müessesede telefona cevap vermek için bir elaman, müdüre çay vermek için bir başka elaman, ziyaretçi istek ve şikayetçileri kayıta almak için üçüncü elamanı istihdam ettirmek ne kadar tasarrufa katkı sağlıyor anlamış değilim.
Dün “TOGG arabaları artık her sokakta var” diye hava atarken bugün “tasarruf kararı alındı” diye yine duruşumuzu bozmuyoruz. Ama bir fark var. TOGG’u arabası olan da olmayan da denemek istiyordu. Görmek istiyordu. Ama gel gör ki, TOGG’u cumhurbaşkanlarına ve bakanlara deneme fırsatı tanıdılar, tasarrufa gelince sorgu sualsiz basın mensuplarına uygun görüldü.
Altyapısız projeler neye yarar?
Azerbaycan’da 10 sene önce cumhurbaşkanlığı yanında “Bilim Vakfı” diye bir kurum açıldı. Ben o kurumda 4 seneye kadar “İstihdam Koordinasyon Merkezinde” müdür yardımcısı olarak çalıştım. Bizim çalışma şeklimiz nasıldı? Kısaca özet geçeyim. Benim işim öncelikle bölgede elamana ihtiyacı olan bütün şirket ve müesseselerle iletişime geçmekti. İkinci işim ise lise, meslek lisesi ve üniversite mezunları ile onların görüşlerinin teşkilini hayata geçirmekti.
Ya bir ayın içinde hem Çınarcık’ta hem Yalova’da istihdam merkezi açıldı. Ama ilde elamana ihtiyacı olan hiç bir büyük müesseselerin ve kurumların belediyenin ne böyle bir niyetlerinin olmasından, ne de böyle bir merkezlerin var olmasından haberleri bile yok.
Yalova’nın en büyük istihdam müessesesi olarak bilinen tersaneler bölgesine elaman teminatını gerçekleştiren bir müessise GİMBİRDER başkanı Rüstem İnce ile görüştüm. Tersanelerin bugün 30.000 maaşla yardımcı elaman bulamadığı malum olsa da, ilimizde belediyelerin açtığı istihdam merkezlerinin hiç birinden de haberleri olmadığı malum oldu.
Ziraat Odası Başkanı Şaban Beşli ise tarım sektöründe de elamana ihtiyaç olduğunun altını çizdi ve böyle bir merkez açıldığından bugüne kadar yetkililer tarafından istihdam konusunda kendisi ile iletişime geçilmediği belli oldu.
O zaman bu istihdam merkezi niçin lazımdı? Her şey bir tarafa İŞKUR neye hizmet edecek hal böyleyse? Tabii, bu da bir başka konu. Bunu da konuşacağız.
Diğer taraftan dünyanın hiç bir yerinde istihdam merkezi il merkezinde insanların gözlerine girecek yerde konumlanmıyor. Hele bir de bu merkezin altyapısı da sağlam değilse, bunu insanların gözüne sokmanın anlamı nedir?
Kentsel Dönüşüm Ofisinin konumunu gereksiz bulduklarında, sevindim. Dedim ki, “şükürler olsun kimse bunun farkına vardı”. Ama gördüm ki, aynı ofisin bir benzeri aynı yere kuruldu. Bir Allah’ın kulu demedi ki, merkezde öyle yerler müze, fuar, veya turistlerin ilgisini çekebilecek bir merkez için bulunmayan bir nimet konumunda. Bizler kentsel dönüşüm ofisi, istihdam merkezi ne bileyim daha ne gibi altyapısı sağlam olmayan, ama proje olarak en azından “100 günlük faaliyet” kapsamında sunmak adına oluşturulan “bir kalemde çizilen projeler sırasına” projelerin konumunu şehir otogarının bomboş ve kullanışsız kalan üst katında neden konumlandırmıyoruz?
Neden koskoca Belediye meclisinde bu gibi teklifler ileri sürülmüyor? Altyapısı sağlam bir proje kısa sürede hazırlamak zor denilir muhakkak. – Bunu bildiğim için bir sıra belediye başkanları ile görüştüm, ne kadar 60 günü aşacak bir faaliyet sürecinde yoğun ziyaretçi kabulü prosesini müşahide etsek de, bu mümkün oldu. Altyapısı sağlam, uluslararası kapsamda kabul gören bir proje sundum başkanlara. Ama ne yazık ki, altyapısı sağlam olan bu projenin topunu başkanlar bir birlerine atmaktadır.
Bazen düşünüyorum, 2002 senesinde Yahudiler yeni idarecilik mekanizması ileri sürdü. İsmi de “Falş Modernizasyon”.
Özetini şöyle anlatayım, bir projeyi yapıyorsun, ama hem de yapmıyorsun. Yani bir yanlışı düzeltiyor gibi gözüküyorsun ama aslında daha da karışık hale getirmen lazım. Yahudilerin iddialarına göre, aslında gerçek hayatta idarecilik bu sistemle çalışmazsa, teker dönmez. Bir örnek verelim, mesela sigaranın sağlığa zararı ne kadar çok anlatılıyorsa, bir o kadar sigara satışı yükseliyor. Sigara satışı yükseldikçe kanser ve verem hastaları çoğalıyor. Böyle hastalar çoğaldıkça tedaviye de ihtiyaç artıyor. İşte al sana modern idarecilik sistemi.
Şimdi eğri oturalım, doğruyu konuşalım. İdarecilik var mı var. Sistem çalışıyor mu çalışıyor. Bunun getirisi giderinden çok mu çok. Şimdi hal böyleyse, ben kalkıp desem ki, devlet olarak bugünden sigarayı yasaklıyorum. Ne olur? Yani devlet olarak gerçekten halkımın sağlığını ve refahını düşünüyorsam bunu yasaklama kararı alıyorsam buna kimler itiraz eder?
Bugün belediyenin işsizlikle mücadele mekanizması da aynı bunun gibi. Altyapısız projelerle göz boyamak bu sisteme daha uygun. Benim altyapısı sağlam ve halka gerçek anlamda hizmet verecek projem ise bu sistemin kurallarını bozduğu için ben bugün aynı “sigara yasağı getiren devlete” olan muameleyle karşılaşıyorum.
Gerisini siz düşünün…
İŞKUR konusunu unutmadım. Onu da konuşacağız…
YAZAR: Ülker Fermankızı